Beren, İstanbul’da bir alışveriş merkezinde ailesiyle birlikte geçirdiği bir günün sonunda asansörde mahsur kalmış ve ne yazık ki hayatını kaybetmişti. 10 yaşındaki Beren’in hayatını kaybetmesi, toplumu derinden sarsarken, olay sonrası soruşturma süreci de hızla başlamıştı. Gerekli incelemeler ve otopsi raporları sonrasında, Beren’in ölümüyle ilgili sorumlular hakkında açılan dava süreci, kamuoyunun büyük ilgisini üzerine çekti. Artık, mahkemede istenilen cezaların ne olacağı konusunda netlik kazandı.
Beren’in ölümü, 25 Eylül 2023’te gerçekleşti. Ailesi ile alışveriş yaptıktan sonra dönerken, alışveriş merkezinin geri dönüş asansöründe sıkıştı. Asansör, beklenmedik bir şekilde durdu ve kapıları açılmadı. Beren’in ailesi durumu acil servise bildirirken, itfaiye ekipleri olay yerine geldi. Ancak, Beren’in yaşadığı psikolojik travma ve tesisin yetersiz güvenlik önlemleri sonucunda, genç kız daha fazla dayanamadı ve hayatını kaybetti. Bu üzücü olay, hem ailesini hem de tüm toplumu derinden etkiledi.
Olay sonrası başlatılan soruşturma, alışveriş merkezi yöneticileri, asansör bakım hizmeti sağlayıcıları ve tüm ilgili kişilere yönelik kapsamlı bir inceleme başlattı. Savcılığın yaptığı incelemeler sonucunda, Beren’in ölümüne yol açan birçok ihmal ve kusurun tespit edildiği bildirildi. Özellikle asansörün bakımıyla ilgili eksiklikler ve güvenlik testlerinin yapılmadığı gibi durumlar, dosyada önemli yer tuttu. Bu bağlamda, ailenin avukatı tarafından açılan davada, toplamda 10 kişi hakkında ceza talep edildiği ifade edildi.
Savcılığın talebine göre, asansör bakım hizmeti sağlayan firmanın yöneticileri için 15 yıl hapis cezası talep ediliyor. Ayrıca, alışveriş merkezi yönetimi için de ihmalkarlık tespit edilirse, onlara da 12 yıla kadar hapis cezası istenilmekte. Bu durum, tüm Türkiye’de benzer olayların yaşanmaması adına da önemli bir örnek teşkil ediyor. Toplum, Beren’in hayatını kaybetmesini asansör sistemlerinin güvenliği konusunda yaşanan eksikliklerin bir sonucu olarak değerlendirirken, bu olayın benzerlerinin yaşanmaması adına devletin aldığı önlemleri sorgulamaya başladı.
Beren’in aile bireyleri, yaşanan bu trajedinin kendileri için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu ve olayın sonuçlanmasıyla birlikte adaletin yerini bulmasını umduklarını dile getirdi. Aile avukatları, duruşmaları yakından takip ederek, olayın takipçisi olacaklarını ve sorumluların gereken cezayı almasını sağlamak adına mücadele edeceklerini sözlerine ekledi. Yaşanan bu acı olay, sadece Beren’in ailesi için değil, tüm Türkiye için bir güvenlik skandalı niteliğindedir. Beren’in anısına saygı göstermek ve gelecekte aynı tür kazaların yaşanmaması için toplumsal duyarlılığı artırmak artık daha büyük bir önem arz etmektedir.
Beren’in davası, toplumsal farkındalık yaratmak adına büyük bir fırsat sunarken, aynı zamanda asansör güvenliği ve bina içi koruyucu önlemler konusunda siyasi otoriteleri harekete geçirdi. Bu gibi olayların tekrar yaşanmaması için önlemlerin alınması, toplumun her kesiminden sesler tarafından sıkça dile getirilmektedir. Ayrıca, Beren’in yaşadığı trajedi, çocuk güvenliği konusunda toplumun daha duyarlı bir hale gelmesine de zemin hazırlayacak bir bilinç oluşturmaktadır. Mahkeme süreciyle birlikte Beren’in ölümü, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda bir toplumsal sorgulama ve reform miladı olarak da değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, Beren’in davası, sadece bir ceza hukuku meselesi olmaktan çok daha öte bir anlam taşıyor. Bu bağlamda, toplumun her kesiminin duyarlılığı ön plana çıkarılarak, benzer acıların bir daha yaşanmaması adına güçlü adımların atılması gerekiyor. Beren’in hatırası, bu mücadelenin simgesi haline gelirken, adaletin yerini bulmasını, karanlıkta kalan yüzlerin aydınlanmasını ve asansör güvenliğinin arttırılmasını sağlamalıyız.