Son yıllarda artan uluslararası gerginlikler ve jeopolitik çatışmalar, dünya genelinde barış arayışını daha da önem kazandırdı. Bu çerçevede, İstanbul’da gerçekleştirilen 2'nci Barış Zirvesi, dünya liderlerini bir araya getirerek, mevcut sorunlara kalıcı çözümler bulmayı amaçladı. Zirve, Türkiye’nin diplomasi alanındaki önemi ve uluslararası platformda barış arayışındaki rolü açısından büyük bir fırsat sundu. Zirveye katılan liderler, global sorunlara dair görüş ve önerilerini paylaşırken, özellikle Rusya-Ukrayna çatışması ile Amerika’nın dış politikası üzerine tartışmalara dikkat çektiler.
Zirvede gündeme gelen en önemli konulardan biri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Amerika Başkanı Donald Trump ile kurduğu ilişkilerin yeni bir taktiksel oyun boyutu olduğu düşüncesiydi. Birçok lider, bu durumun küresel istikrarı tehdit ettiğini ve her iki ülkenin de sorumluluk alması gerektiği vurgusunda bulundu. Ayrıca, enerji kaynakları, iklim değişikliği ve göçmen krizleri gibi güncel meseleler de açık bir şekilde ele alındı. Zirve boyunca yapılan tartışmalar, liderlerin işbirliği yapma konusundaki isteklerini gözler önüne serdi. Barışa dair atılacak adımların aciliyetinin altı çizerken, sorunların köklü çözüm yolları arandı.
Zirve sırasında liderler, mevcut krizlerin daha da derinleşmesini önlemek adına acil çözümler geliştirilmesi gerektiği konusunda hemfikir oldular. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın açılış konuşmasında, “Bizim için önemli olan barışın kalıcı hale gelmesidir; bunun için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor” ifadeleri dikkat çekti. Putin’in oynadığı oyunun, küresel barışa katkı sağlamak bir yana, daha fazla çatışma ve belirsizlik yaratabileceği konusunda uyarılar yapıldı. Trump ise dünya liderlerinin zorluklar karşısında dayanışma göstermesi gerektiğini vurgulayarak, “Tarih, birlik olunmadığında nelerin olabileceğini gösterdi. Bugün burada bunu engellemek için buradayız” şeklinde konuştu.
İstanbul’un tarihi ve sembolik önemi, zirvenin uluslararası diplomasi açısından bir dönüm noktası olacağının sinyallerini verdi. Birçok uzman, böyle bir toplantının dünya barışı için umut verici olduğunu ifade ederken, ileride daha fazla işbirliğine yönelme ihtimali konusunda iyimser yaklaştı. Zirvenin sonunda alınan kararların uygulamaya konulması ve somut adımlar atılması, katılımcı liderlerin ve ülkelerin üzerine düşen bir sorumluluk olarak öne çıkıyor. Tüm bunların yanı sıra, dünya barışını tehdit eden unsurların ortaya konması ve çözüm yollarının tartışılması, İstanbul Barış Zirvesi’nin en büyük kazancı olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, İstanbul'da gerçekleşen bu zirve, uluslararası ilişkilerdeki yerini almak isteyen liderler için sadece bir buluşma değil, aynı zamanda geleceğe yönelik umut verici bir adım olarak tarihe geçecek gibi görünüyor. Dünya, bu zirveden çıkan mesajları ve alınan kararları takip ederek, daha huzurlu bir geleceğe ulaşma yolunda atılacak adımları dikkatle gözlemleyecek.