Son yıllarda yapılan araştırmalar, 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri vakalarının hızla arttığını ortaya koyuyor. Kolon kanseri, bağırsak kanserleri arasında en yaygın olanıdır ve genellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde görülse de, son dönemde genç yaş gruplarında da etkisini yoğun bir şekilde hissettirmeye başladı. 1980’lerden bu yana ABD'de 50 yaş altı bireylerde kolon kanseri oranlarında büyük bir artış yaşanırken, uzmanlar bu durumu beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı faktörlerine bağlıyor. Peki bu artışın arkasındaki nedenler neler? İşte detaylar...
Öncelikle, yaşam tarzı değişikliklerinin kolon kanseri üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Son yıllarda artan fast food tüketimi, hareketsiz bir yaşam biçimi ve obezite oranlarının yükselmesi genç yaştaki insanların sağlık sorunlarıyla karşılaşma riskini artırıyor. İlgili çalışmalar, diyetin kolorektal kanser üzerindeki rolünü vurguluyor. Özellikle işlenmiş gıdalar, yüksek şekerli içecekler ve düşük lifli gıdaların sık tüketimi, bağırsak sağlığını olumsuz yönde etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
Bunların yanı sıra, yüksek yağ içerikli diyetler de sorun teşkil ediyor. Doymuş yağlar ve trans yağlar, kolon kanseri riskini artıran etkenler arasında sıralanıyor. Uzmanlar, bu tür yağların ve düşük lifli gıdaların, bağırsaklardaki zararlı bakterilerin çoğalmasına neden olduğunu ve bu durumun, kanser hücrelerinin gelişimini destekleyebileceğini belirtiyor. Dolayısıyla, sağlıklı ve dengeli bir diyetin, kolon kanseri riskini azaltmada önemli bir rol oynayabileceği vurgulanıyor.
Hareketsiz bir yaşam tarzı, fiziksel sağlığın yanında ruhsal sağlık üzerinde de olumsuz etkilere yol açabilmektedir. Genç bireylerin sürekli oturarak geçirdiği uzun saatler, hem bedensel sağlığı tehdit etmekte hem de obezite riskini artırmaktadır. Fiziksel aktivite eksikliği, birçok sağlık probleminin yanı sıra kolon kanseri riskini de artırıyor. Egzersiz yapmanın bağırsak sağlığını olumlu yönde etkilediği ve kanserle mücadelede önemli bir faktör olduğu bilinmektedir.
Yaşam tarzındaki bu olumsuzlukların yanı sıra günümüz gençliğinde artan duygu ve stres baskısı da göz ardı edilmemelidir. Stres altında yaşayan bireylerin sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürmeleri ve yeterli fiziksel aktivite yapmaları zorlaşmaktadır. Stresin bağışıklık sistemini zayıflattığı da bir gerçektir; zayıflayan bağışıklık sistemi ise kanser hücrelerinin gelişmesine zemin hazırlayan bir ortam oluşturur.
Sosyal medya ve diğer dijital platformların sürekli etkisi, gençlerin gerçekten sağlıklı bir yaşam sürmelerini engelleyebilirken, fast food kültürü ve sağlıklı gıdalardan uzak bir yaşam tarzı, genç bireylerin kolon kanseri riskini artırmaktadır. Araştırmalar, gençlerin günlük beslenme alışkanlıklarına daha fazla dikkat etmeleri gerektiğini ve sağlıklı gıdaların diyetlerinde bulunmaması durumunda riskin önemli ölçüde arttığını gösteriyor.
Sonuç olarak, 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri oranlarının artışına birçok faktör etki etmektedir. Genç bireylerin sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeleri, bu artışa karşı en önemli önlem olacaktır. İşlenmiş gıdaların, düşük lifli gıdaların ve yüksek yağ içeren diyetlerin azaltılması, yeterli fiziksel aktivitenin yapılması ve stres yönetimi gibi stratejiler, kolon kanseri riskini önemli ölçüde azaltabilir. Sağlıklı bir toplum oluşturmak adına bireylerin bu konularda bilinçlenmesi ve hareket etmesi büyük önem taşımaktadır.