Her yıl mart ayının gelmesiyle birlikte Türkiye'nin birçok bölgesinde çiftçiler, bahçeler, pideciler ve sokak esnafı bir dizi hazırlık yapar. Mart, baharın müjdecisi olarak kabul edilirken, bu ayın içindeki "Kocakarı soğukları" ise halk arasında çok tanıdık bir kavramdır. Özellikle hissettirdiği soğuk hava dalgalarıyla bilinen Kocakarı soğukları, birçok insan için hazırlıkları ve günü kurtarmayı zorlaşan bir durum haline gelir. Ancak bu yıl, meteorolojik verilerin ışığında, Kocakarı soğuklarının Türkiye genelinde yaşanmayacağına dair duyumlar oldukça dikkat çekici.
Kocakarı soğukları, halk arasında genellikle mart ayında beklenen soğuk hava dönemini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu dönemde, mevsim normallerinin altında sıcaklıklar görülür ve birçok yerde kar yağışı yaşanabilir. İklim değişikliklerinin etkisiyle kış mevsimlerinin daha ılıman geçmesi, Kocakarı soğuklarının da etkilerini azaltmış olabilir. Ancak geleneksel bilgilere göre kışın hayvanların doğum yaptığı ve baharın gelişini müjdeleyecek hazırlıkların yapıldığı bir dönemde bu soğukların yaşanması büyük bir olumsuzluk yaratır. Tarımsal üretimi etkileyen bu duruma karşı çiftçiler çeşitli tedbirler alır ve ekim-dikim planlarını buna göre yaparlar.
2023'ün mart ayıyla birlikte meteorolojik uzmanlar, beklenen Kocakarı soğuklarının yaşanmayacağını duyurdu. Uzmanlar, bu yıl sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde kalmasının beklendiğini belirtiyor. Özellikle güney ve batı bölgelerinde hava sıcaklıklarının 20-25 dereceye kadar yükselebileceği öngörülüyor. Bu durum, tarımsal faaliyetlerde önemli değişiklikler yaratabilir. Çiftçiler, ekim tarihlerinde esneklik sağlayabilir, ayrıca bahçe işlerine daha erken başlayabilirler. Ayrıca bu yıl mart ayının başında taze meyve ve sebze ürünlerinin marketlerde daha fazla yer alması muhtemel görünüyor.
Kocakarı soğuklarının yaşanmaması, pek çok açıdan olumlu bir gelişme olarak değerlendirilse de, iklim değişikliği konusunda alarm zillerinin çalmasını sağlıyor. Uzmanlar, iklim değişikliğinin tarımsal alanda yarattığı tahribatı vurgularken, bu tür mevsimsel varyasyonların tarım sistemlerini tehdit eden unsurlar olduğunu belirtiyor. Bu yıl gerçekleşen bu olağandışı durum, iklim değişikliğinin etkilerini daha net bir biçimde gözler önüne seriyor ve toplumda farkındalık yaratılmasına katkıda bulunuyor.
Sonuç olarak, bu yıl mart ayında Kocakarı soğuklarını yaşamayacak olmamız, hem çiftçiler hem de tüketiciler için farklı fırsatlar doğuracak. Ancak bu durum, iklim değişikliğiyle ilgili yaşamsal sorgulamalar yapmamıza neden olacak. Geçmiş yılların tartışmaları ve mevcut durumu değerlendirdiğimizde, sıcaklığın artması ve don olaylarının azalması bazı olumlu sonuçlar doğursa da, uzun vadede doğanın dengesizliğine dikkat çekiyor.