Türkiye, Suriye'deki sürdürülebilir gelişim için yapılan SDG (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri) anlaşmasını uygulama aşamasında atılacak adımları yakından izleyecek. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, bu sürecin Türkiye’nin güvenliği açısından kritik önem taşıdığını vurguluyor. Savaşın harap ettiği Suriye topraklarında yeni bir yönetim yapılandırmasının temelleri atılacakken, Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla nasıl bir rol üstleneceği merak ediliyor.
Suriye’nin iç savaşla sarsıldığı dönemde, uluslararası toplum çeşitli çözüm yolları aradı. SDG anlaşması, Suriye’deki yerel yönetimlerin ve toplulukların kendi kendini yönetebilmesi için bir çerçeve sunmayı amaçlıyor. Anlaşmanın sağladığı psikolojik ve kültürel dinamikler, Suriye halkı için önemli bir umut kaynağı oluştururken, uluslararası aktörler de bu süreci desteklemek için farklı stratejiler geliştiriyor. Türkiye, bu anlaşmanın taraflarından biri olarak, kendi sınır güvenliğini yeniden değerlendirmek durumunda. Özellikle PKK/PYD unsurlarının ortaya çıkması ve bu bölgedeki militan grupların varlığı, Türkiye’nin ulusal güvenlik politikalarını şekillendirmede büyük bir rol oynamaktadır.
MSB kaynakları, Suriye-SDG anlaşmasının uygulanabilirliğini gözlemlemenin yanı sıra, Türkiye'nin stratejik hamlelerini de ortaya koyuyor. Türkiye, hem güvenliğinin tehdit altında olmaması hem de Suriye’de istikrar sağlanması adına bu sürecin dikkatlice izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği, SDG aracılığıyla sağlanacak olan yönetime destek verme ya da istihdam desteklerine katkı sağlama gibi alanlarda şekillenecek. Ayrıca, Türkiye’nin sınır ötesi harekat yetkilerini de göz önünde bulundurarak, gerektiği takdirde harekâta geçiş yapma opsiyonunu masada tuttuğu ifade ediliyor.
Gelecek dönemde Türkiye, SDG anlaşmasının uygulama sürecinde diğer ülkelerle olan iş birliğini güçlendirmek ve Suriye’de yeni bir denge sağlamak için diplomatik adımlar atmayı hedefliyor. Özellikle ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin Suriye’deki rolü, Türkiye'nin olası politikalarını doğrudan etkileyebilir. Dolayısıyla, bu anlaşmanın taraflarıyla sağlam ilişkiler geliştirilmesi, anlaşmanın başarısı açısından zorunlu hale geliyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Suriye-SDG anlaşması, yalnızca Suriye’nin geleceği açısından değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dengeler bakımından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin, anlaşmanın uygulanmasını takip etme kararlılığı, hem ulusal güvenlik hem de bölgedeki barış süreci için kritik bir adım olarak öne çıkıyor. İçinde bulunulan süreç, Türkiye’nin dış politikadaki etkinliğini artıracak ve Suriye'de kalıcı bir barış sağlama hedeflerine katkıda bulunacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Suriye-SDG anlaşmasının uygulanabilirliği konusunda attığı adımlar ve izlediği stratejiler, bölgedeki dengelerin yeniden belirlenmesinde etkili olacak. Türkiye, hem kendi güvenliğini sağlama amaçlı hem de uluslararası iş birlikleri ile Suriye’deki gelişmeleri yönlendirme çabalarını artıracak gibi görünüyor. Savaşın getirdiği tahribatı lehine çevirmek isteyen Türkiye, bu fırsatı değerlendirmek için gerekli adımları atmakta kararlı. Suriye içindeki gelişmeler, Türkiye’nin dış politika ve güvenlik stratejileri açısından belirleyici olacak.