Ülkemizin gurur kaynaklarından biri olan Yusuf Yazıcı, Yunanistan'daki futbol kariyerinde yaşadığı tecrübeleri ve hayatını samimi bir dille anlattı. Fransa'daki başarılı döneminin ardından Yunanistan'ın Trabzonspor'a en yakın rakiplerinden birinin formasını giymek üzere giden futbolcu, sadece sahada değil, günlük yaşamında da farklı anılar biriktirdi. Yazıcı, futbol hayatı boyunca yaşadığı dikkat çekici olaylarla birlikte Yunan kültürü hakkında da detaylı bilgi verdi.
Yusuf Yazıcı, Yunanistan'a adım attıktan sonra kendisini tam anlamıyla farklı bir kültürün içinde bulduğunu ifade etti. Futbol sezonunun her geçen gün zorluklarının artmasına rağmen, yeni ülkesine ve takımına adaptasyon sürecinin zor geçmediğini vurguladı. Yazıcı, "Futbol sahasında her şey güzel gidiyor ama sosyal hayatta da adaptasyonun önemi büyük," diyor. Yunan halkının futbol sevgisi, ona ikinci bir aile sıcaklığında hissiyat kazandırdığını belirtti. Özellikle takvimler derbi günlerini gösterdiğinde, yaşadığı heyecanın bu kadar yoğun olması, futbolun her iki ülke için taşıdığı önemi gözler önüne seriyor.
Ayrıca Yazıcı, Yunanistan'daki futbol seyirci kültürünü de gözlemlediğini ifade etti. "Stadyumda taraftarların coşkusu inanılmaz! Her maçta yoğun bir destek var. Restorana gittiğimde bile takımımı, maçları ve hatta kendi performansımı konu alarak farklı sohbetler yapılıyor," diyor. Yunanistan'daki hayatının, milli takımdaki deneyimlerinden çok farklı olduğunu da ekliyor. "Burada insanlar samimi, gerçekten destekliyorlar. Ulaşılabilir olmamız bence burada çok önemli," şeklinde konuştu.
Futbolun yanında Yunan mutfağını keşfetmenin de kendisi için büyük bir zevk olduğunu söyleyen Yazıcı, "Yemeklerini denemek gerçekten harika! Özellikle taze deniz ürünleri ve yerel mezeler oldukça lezzetli. Bunun yanında sokak yemeklerine olan düşkünlüğüm her geçen gün artıyor," ifadesine yer verdi. Yeşil salatalarla yapılan meze çeşitlerinden bahseden futbolcu, "Yunan salatasının tadı bambaşka, burada meyve sebze tazeliği her zaman ön planda." şeklinde görüşlerini aktardı.
Yazıcı, ayrıca Yunan kültüründeki geleneksel etkinliklere de katıldığını belirtti. Halk dansları, yerel festivaller ve sokak etkinlikleri, Yunan kültürünün derinliğini hissetmesine yardımcı olmuş. "Burada yerel halkla çok şey paylaşmanın farkında olmak insanı çok etkiliyor," diyerek burada geçirdiği zamanın kendisini sadece futbolcu olarak değil, bir birey olarak da geliştirdiğini dile getirdi.
Son olarak, Yunan basını tarafından kendisine olan ilginin yanı sıra, sosyal medyada destekçilerinin artışının da kendisine olan güvenini artırdığını kaydeden Yusuf Yazıcı, "Futbol oynamak benim için bir tutku. Burada aldığım destek sayesinde kendimi daha iyi hissettim ve performansımı artırabiliyorum. Yunan halkına buna bir karşılık vermek için de çalışıyorum," diyerek duygularını paylaştı.
Yusuf Yazıcı'nın Yunanistan'daki yaşamı, futbolun arz ettiği çoğu şeyin ötesinde, onun kişisel gelişimine katkıda bulundu ve günlük hayatta edindiği deneyimlerle zenginleşti. Ülkemizi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etme hedefiyle dolu olan genç futbolcu, Yunan futbolseverlerin kalbini kazanmış durumda. Her geçen gün anılarını biriktirirken, gelecek için daha da büyük hayaller peşinde koşmaya devam edeceğini vurguluyor.